12 Ağustos 2015 Çarşamba

TÜRK MODASI NEREYE GİDER?





Bir yere gidecekse, yolu Imran Amed’in web sitesi BOF’dan geçse iyi olur. Neden mi? Çünkü orada pohpohlamak, ‘ölümüne destek olmak’ yok, dürüstlük var.

Modanın ‘business’ tarafıyla ilgilenen Imran Amed’in blog olarak başlayan, kısaca BOF olarak bilinen web sitesi The Business of Fashion’ı, moda endüstrinin gizli kutsal kitabı. Şimdi yeni transferiyle moda dünyasında ‘olması gereken değişimin’ altını çiziyor: 2006’dan beri Style.com’un yayın yönetmenliğini yapan, moda yazarlığı/gazeteciliği alanındaki katkılarından dolayı Eugenia Sheppard ödülüne layık görülen efsane moda yazarı, ön sıra kuşlarının bana kalırsa en zeka küpü olanı Tim Blanks, BOF’a katılıyor. Makalelerini müzikle, sinemayla, politikayla, sosyal yapıyla bir araya getiren moda gurusunun yeni işi, sektör için neden bu kadar heyecan verici? 

DEĞİŞİMİN BİR ADIM ÖNÜNDE
Tim Blanks’in yeni patronu Imran Amed, moda sektöründeki dijital yeniliği, belki de herkesten önce tüm ciddiyetiyle kavrayan tek insan. Son birkaç yılda lüks Fransız markalarıyla workshoplar düzenledi ve onlara dijital dünyanın nereye gittiğini anlatmaya çalıştı. Daha önce gerçekleştiğim bir röportajımızda, BOF’un tam olarak ne olduğunu sorduğumda, şöyle cevap vermişti, “Bir tür blog, B2B günlüğü (business to business, şirketler arası satış ve pazarlama uygulamaları) ve bir tür dergi.” Şimdi bu oluşumun sahip olduğu birkaç özellik, LVMH gibi büyük guruplardan gelen milyon dolarlık yatırımları getiriyor Amed’e. Ama onu benim gözümde, gitgide daha az eleştirel olan moda sektöründe, bir kahraman yapan şeylerden en önemlisi; korkusuz olması. Çünkü Burberry’yi ilk ‘gerçek dijital lüks marka’ ilan ederken, diğer yandan da markanın defile sırasında negatif tweet’leri neden sansürlediğini açıklamasını istemişti. Chanel’in yeni No.5 parfüm reklamının, neden sadece markanın web sitesinde döndüğünü anlayamadığını sormuştu. Başka bir makalesinde, Yves Saint Laurent’in halkla ilişkiler ekibinin işleyişini yanlış bulduğunu dile getirdi. Yakın zamanda, New York Moda Haftası’nda erkek koleksiyonlarının sergilenmesinin gerçekten gerekli olup olmadığını merak etti. Kısacası sorgulamaktan ve eleştirmekten korkmuyor Amed ve daha güzeli; tüm mesajlar yerine iletiliyor ve sektör tarafından ciddiye alınıyor. Modanın desenlerden, kesimlerden, ikonlardan, ilhamlardan ve ‘yıkılan’ parçalardan ibaret olmadığını, milyar dolarlık dev bir endüstri olduğunu hatırlatıyor. Amed ve ekibi, reklam verenleri ya da diğer güçlü bağlantıları incitmekten çekinmiyor. Amacı doğruları söylemek ama asla kötülemek değil. Çünkü gerçek iletişimin ve ileriye gitmenin bu olduğunu, yani yolun doğru eleştiriden geçtiğini biliyor. Editoryal özgürlüğün ne demek olduğunu dibine kadar yaşayan ve yaşatan, çünkü özgürlük temelinde olan BOF ve kurucusu Imran Amed, umarım uzun süre buralarda olur. Umarım onun açtığı cesur ve doğru yol, Türk moda sektöründe de benzer tavrın sahiplenilmesine cesaret verir.

Grazia 12-18 Ağustos 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder