Uzmanlara göre zaman içinde tasarıma olan yaklaşımımız,
yenilikçi işbirlikleriyle değişecek. Moda dünyasında büyük egolar bir kenara
konmaya başlandı. Peki daha “bireysel” olmamıza tam olarak ne kadar var?
Moda
egzantiriği Iris Apfel’in belgeselinin açılışı şöyle: Dünyanın dört bir
yanından ya da gettodaki ücra dükkanlardan topladığı giysileri, 5 dolara veya
750 dolara aldıklarını, müthiş takı koleksiyonunu ve vintage tasarımcı
parçalarını gösteriyor onlara sahip olduğu ilk günkü keyifle. 94 yaşındaki
‘kıyafet aşığının’ mutluluğu, düşük göz kapaklarının altındaki gözlerinden hala
daha seçilebiliyor. “Benim için en önemli olan şey bireysellik,” diyor ve Iris
Apfel efsanesinin özeti, 95 dakikalık editlenmiş haliyle anlatılmaya
başlanıyor. Ve o 95 dakikanın tamamı, başlangıçta ağzından dökülen o kutsal
cümlenin bir tekrarı gibi dönüyor.
Geçtiğimiz
Haziran ayında Donatella Versace Givenchy’nin Sonbahar/Kış 2015 kampanyasında
yer aldığında herkes –daha doğrusu moda ahalisi- küçük bir şok geçirmişti. Bir
başka moda evinin tasarımcısı, diğer moda evinin reklam kampanyasındaydı. Bu
mini sansasyonun ardından Versace, her zaman kuralları kırmaktan yana olduğunu
hatırlattı. Eski sistemden kurtulmak istediğini, diğer tasarımcılarla birlikte
çalışmak ve modayı gerçek anlamda global bir topluluk haline getirmek
istediğini söyledi. Tasarımcının görüntüsünden sonra ikinci şok dalgasına sebep
olan bu sözleri, aslında uzun zamandır moda dünyasının organik bir şekilde
içine girdiği dönemi özetliyordu ve bu o dönemin ciddi anlamda ilk görsel
algısıydı. Kült ve efsane tasarımcıların yok oluşunun, “it parçayı” yaratmak
için artık kimsede hal mecal kalmadığının bir özeti gibiydi. Artık mesele
insanların kendilerinden ve moda evlerinden çok daha büyüktü. Yüz yüze
geldiğimiz şey, daha sosyal ve daha kitlesel bir yenilenme sürecinin işaretiydi.
Olayları bu noktaya getiren başrol oyuncusu da uygun fiyata lüks alışveriş
deneyenimi yaşatan Zara ve trend yuvası H&M’in önderliğindeki hızlı modanın
ta kendisiydi.
TASARIM
NE İÇİN?
İtalyan
tasarım stratejisti, sürdürülebilir tasarımlar konusunda uzman Enzio Manzini,
kitabı Design When Everyone Designs’da gelecek dönemi “sosyal yenilik için
tasarım” olarak adlandırıyor. Önce, geleneksel olarak teknolojiye dayanan çözüm
üreten tasarımın geldiğini belirtiyor ve bunun rasyonel ve doğrusal bir akıl
yürütme ve çözümleme olduğunu anlatıyor. İkincisi ise manalı-tasarım ya da
başka bir deyişle anlam aradığımız tasarımlar. Gelecekte, Manzini’ye göre bu
iki yaklaşım arasında daha fazla işbirliği meydana gelecek. “Çözümcülük” ve “değer
sistemi” buluşacak. Ve yeni ve radikal bir sosyal yenilik ortaya çıkacak. Ya da
daha basit bir şekilde dile getirmek gerekirse, çözümler sosyal işbirlikleri ve
ortaklaşa fikirlerden çıkacak. Yani lüks kavramının bir kere daha değişmesine
hazır olun.
Moda
dünyasına yeniden odaklanalım: İşbirliklerinin aslında yeni bir haber
olmadığını söyleyebilirsiniz. Ama işbirlikleri aslında henüz, tasarımda “büyük
ego bireyselliği” meselesini kırabilmiş değil.
Elbette
uzun süredir tasarımcılar ve hazır giyimciler arasında ya da tasarımcılar ve
markalar arasında ürün işbirlikleri oluyor. Ama hala gördüklerimiz,
bireysellikle ilgili Iris Apfel’in aynadaki görüntüsüne benzer bir görüntüyü
tam olarak yansıtamıyor. Yani özgürlükle ilgili herhangi bir kavrama hala daha ulaşamıyoruz.
Çünkü geleneksel olarak tasarımın özünde “standartlaştırma” yatıyor. Son
dönemin rahat ve cool modları olan norm-core ve spor giyim trendinde bile
aynılaşmadan kaçamıyoruz. Mesela bu yazıya okuyan herkesin beyaz bir spor
ayakkabısı olduğuna bahse girmeye var mısınız?
Peki
bireyselliğin getireceği özgürlüğü markalar nasıl benimseyecekler? Bir satın
alma ve sahip olma zincirinin parçası olarak değil de, kendilerini insanların
günlük hayatlarında görebildikleri gün, her şey değişebilir –ya da başka bir
deyişle herkes Iris olabilir- Bir süredir devam eden spor çılgınlığı ve
detoksun büyüsüyle hepimiz, daha sağlıklı ve daha akıllı bireyler olmak
istiyoruz. Moda alanında da daha akıllıca hareket etmemize az kalmış olabilir
mi? Bireysellik hayati anlamda, daha iyi bir birey olmak için insanlığın
aradığı cevap mı? Aslında tek istediğimiz şey daha az endişeli ve daha özgür
olmak değil mi? Ama sakın endişelenmeyin, moda bizi her zaman olduğu gibi bir
kere daha kurtarmak üzere yanı başımızda.
*L'OFFICIEL Mart 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder